Kalkınmanın “kimyası”…

724
0
Paylaş:

Kalkınmanın “kimyası” düzgün değilse … Rüştü BOZKURT/Dünya/27.07.2017

Bir olay ya da olgunun “kimyasından” söz ettiğimizde, onu oluşturan temel yapılardan söz ettiğimizi biliriz.Bu alanda ilk gençlik yıllarımdan beri Nehru’nun bir sözünü sıklıkla paylaşırım: Kimyası uygun olmadığı için toprakla kumun karışımından çorba üretemezsiniz!

Oysa, Nuh’un gemisinde ambarda kalan son artıkları, üzümü, inciri, buğdayı, mısırı, pekmezi ve diğerlerini karıştırarak “aşure” pişirir; hayata tutunabilirsiniz.

Bugün size mecazi anlamıyla “işin kimyasından” söz etmeyeceğim. Türkiye’nin Kimya Sanayi için düşündüklerimi paylaşacağım.

Üç yönüyle bakmak istiyorum: Birincisi, dünya genelinde kimya sektörünü yönlendiren eğilimler nelerdir? İkincisi, Türkiye’deki kimya sektörünün konumu nedir? Üçüncüsü de, ekonominin tüm aktörleri kimya sanayimizde hangi sorunların çözümüne odaklanmalıdır?

Dünya geneline bakış

Danıştığımız uzmanlara göre, dünya kimya sanayi biyoteknoloji, nanoteknoloji, polimer kimyasalları, özel kullanımlı kimyasallar gibi yüksek katma değerli, “yükte hafif, pahada ağır” alanlara yönelmiş durumda.Niş pazarları kapma yarışı var.

Kimya sektörü bir yandan geleneksel hammaddelerde yeni formüllerle ürün çeşitlendirirken, öte yanda yen hammaddelerin sentezlenmesine dayalı ürün farklılaşması hızlanıyor.

Sektörde, büyük ölçekli az sayıdaki firma pazarın ağırlığını elinde tutuyor. Büyük şirketler kendi aralarında satın alma ve birleşmelerle konsolide olurken, küçüklerin pazarda pay kapmasını önelemek için vahşi “fiyat rekabeti” uygulanıyor; potansiyeli olan firmalar piyasa dışına itilince normal fiyatlara dönülüyor.

Kimya sektörü sermaye-yoğun karakterini koruyor; yatırım yapmak için büyük fonlar gerekiyor. Örneğin bir petro-kimya tesisi yaklaşık 7 milyar dolarlık yatırım gerektiriyor.

Sektörde “inovatif” olmayanın ayakta durması zorlaştı.

“Stratejik kimyasalların girdi sorunları” hızla artıyor. Büyük ölçekli firmalar kritik hammaddelerini stoklayarak üretimi güven altına almaya çabalıyor; bu uygulama da ister istemez stok maliyetlerini ürün maliyetlerine yansıtıyor.

Avrupa Kimya Sanayi Konseyi’nin derlediği verilere göre 2015 yılındaki satışlar 3.534 milyar euro düzeyine ulaşmıştır. Kimya sektörü GSMH büyümelerinin çok üstünde büyüyen “sürükleyici sektör” olma özelliğini koruyor.

Satış büyüklüklerine bakarak bir sıralama yapılırsa Çin bir numaralı ülke olma konumunu koruyor. 2015 yılındaki satışlardan 1.409 milyar euroluk aslan payını almıştır; Çin’ in sektördeki satış etkisi hızla büyüyor. YAZININ DEVAMI İÇİN…

Paylaş: